3 Ocak 2010 Pazar

Bir başkasının anılarını hatırlamak

Jonas Mekas’ın film günlükleri: Günlük yaşamın içinden kareler, mutluluk ve güzelliğin yakalanmaya çalışıldığı zaman parçacıkları, İtalya, Fransa, İspanya, Avusturya yolculukları. New York’ta zamanın akışı, mevsimler. Dostlar, ev yaşantısı, doğa, güzellik ve mutluluk peşinde bitmeyen bir arayış, hisler, kısacık mutluluk anları.

Bu açıklamayı okuduktan sonra 278 dakikalık bu yolculuğa çıkmaya kendini hazır hissetmeyenlerden en azından 20 dakikalarını ayırmalarını ve filmi görmeyeceklerse bile ne kaçıracaklarını görmelerini rica ediyorum. [Belki fikirleri de değişir hani.] Bu arada metinlerle videoları konulduğu sırayla takip ederseniz en güzeli, videoları tam ekran yaparsanız tadından yenmez.

Jonas Mekas’ın yıllar boyunca biriktirdiği görsel ve işitsel malzemeleri, küçük kurgu odasında, yalnız başına, herhangi bir kronolojik sıra gözetmeksizin, raflardan eline geldiği gibi birleştirmesiyle oluşmuş bir film, As I Was Moving Ahead... Yıllar boyunca, hissettiklerini kamerasıyla takip etmiş Mekas, ve bir düşünce ya da hırsın değil hislerin egemenliğinde bunları yeniden bir araya getirmiş.

Her ne kadar tam da bir cümle öncesinde bu filmin bir düşüncenin egemenliğinde bir araya getirilmemiş olduğunu belirtmiş olsam da, bu politik bir film.

Peki neden tanımadığımız bir adamın gündelik yaşantısını, anılarını izleyelim ? Onun hayatında olağanüstü olan ne var ki, kendimizinkini yaşamak yerine onunkinin parçalarına göz atalım? [Jonas Mekas amcanın 78 yaşında oluşu, küçük bir kurgu odasında yapayalnız hafif aksanlı bir ingilizceyle konuşuşunun tatlılığı yeter tabi ki. Buradaki bütün amaç, sanki bir amaç varmış yanılgısı yaratıp, bir enigma açmak, bir suspense yaratmak, neden mi?] “Devam edelim [izleyelim],” derim, “hayatın devam ettiği gibi.”

Peki Mekas’a inanmalı mı, inanmamalı mı?

"Should I retreat into some silent place and work it out by myself, I asked.

No, the voice said. You should stay here and continue doing what you are doing and work it all out the difficult way. The easy way will save your soul only; the difficult way will save your soul and a few others. So this is your choice: Salvation by yourself, or salvation together with others – "

Kısacık güzel anların, sımsıcak hislerin hatırlandığı bu filmde, ne zaman kaydedildiğini bilmediğimiz bu şiiri ve çelişkileri nasıl anlamlandırmalı? Herkesi, Jonas Mekas'ın [sözde ve profesyonelce] kaçındığı [çünkü biliyor ki zaten filmi o an izlemektesiniz], benimse ısrarla yaratmaya çalıştığım [çünkü filmi izlemenizi istiyorum] bu enigmaların peşine düşmeye davet ediyorum.

Jonas Mekas'ın filmlerini görmek isteyenler surrealmoviez.info ve ubu.com'dan ulaşabilirler. Surreal Moviez linkini görebilmek için üye olmanız gerekmektedir.

Arıza Hanım ve Hankendi'ye teşvikleri için teşekkürler ve sevgiler.

Hiç yorum yok:

Defteri kurcala!